Acıların Çığlığı

Acıların Çığlığı

karanlığın koynunda
sürerken sonsuz boyutuyla yaşam
sarsıldı yüce insanlık
on binlerce çığlık
milyonlarca hıçkırık oldu

depremin çocukları
kayboldu birdenbire
ölümcül bir uğultuda
yaşlı, genç
zengin, yoksul ayrımsız
uçtular hep birlikte
tanımsız acıların ellerine

gecenin saat üçü müydü
mahşer günümüydü ne
düşüyordu on binler
ölümün dipsiz derinliklerine

acıların çığlığında
doğarken kara güneş
çöktü betonsu bir hüzün
yaşlı gözlerine Türkiye’nin

kimdi sorumlusu bu derin felaketin
doğanın gazabına mı uğramıştık
ilgisiz, bilgisiz, durağan mıydık
dehşetin çemberinde
çaresiz miydik büsbütün
yoksa bir ihanete mi uğramıştık

sen ey acılı yurttaş
bu karabasan karşısında
ne yapsan
ne söylesen yerindedir
çünkü acıların çok derindedir

sen yine de
hüzünlerin hesabını tutma
öfkeni bilincin sabrında sakla
kayıp değerlerin hesabını tut
yaşamı yeniden üret
nefreti bütünüyle unut
ama sen sevgili yurttaş
17 Ağustos 1999’u asla unutma

Ahmet İnce