Ağıt

Ağıt

Nehirler gibi
Ağlamak istiyorum
Garip bir başıma ben
Kaygılar almalı beni
Dalıp gitmeliyim
Eski maden geceleri gibi
Neden
Pırıl pırıl anahtarlar
Neden harami elinde?
Kalksana Oello ana
Aç sırrını
Bu bitmez gecenin
Yorgunluğuna;
Akıl ver damarlarına
Senin olsun
Yupanqui’ler güneşi
Uyku hali konuşurum
Seninle
Toprak toprağa.
Sıradağların
Döl yatağı
Sen ey Perulu ana
Nasıl oldu nasıl oldu da
Saplandı
Bu hançerler çığı
Senin gebe kumluğuna?
Ellerin içindeyim
Kıpırdamam
Duyuyorum:
Madenler yayılıyorlar
Yeraltı boğazlarına.
Köklerinden olmuşum
Ben senin;
Bilmem neden
Toprak vermez bilgeliğini
Bana
Geceden gayrı.
Gördüğüm yok;
Yıldızlı topraklar
Altında
Bu uyduruk
Bu cinli hayal da ne?
Sürünür gider
Ta kızıl bir çizgiye
Yasın gözleri
Bitki, kapkara
Nasıl vardın
Bu acı rüzgara
Nasıl oldu, nasıl oldu da
Öfke taşları arasından
Kopak
Kaldırmadı kil tacını
O gözler kamaştıran
Yanayım kara bahtıma
Çadırlar altında bırak!
Kararmış ölü bir kök gibi
Ko batıp gideyim!
Bu bitmez zalim gecede
Yerin dibine ineceğim, ben;
Bir altın ağza kadar
Gecenin taşına uzanmalıyım
Burada ölmeliyim, derdimle

Pablo NERUDA