Azgın Mülteci Karanlığım

koşarak geçer bir uyuz köpek
dizleri bükülmüş
tüyleri bir hayli seyrek
yorgunluğunu taşır sırtında
yaralı kuyruğunu titreterek
havarlarla çağırdım onu azgın mülteci karanlığıma
uzandı zorba ellerim
hayvan korku ile bakarken bana
kaçırdı bakışlarını
içimde kabarak fırtınayı hissederek
mezarcı baykuşu haykırırken
ölüm haberlerini peş peşe
uyuz köpek silkelenip kaçtı
sürükleyerek çaresizliğimin leşini
ardı sıra peşinde
ne ki dava
ne ki zından
ne ki sürgün öyküleri
güç katar ızdırabıma yerdeki bu kan izleri
kızgın lavlar gibi aksın gözümden
yaşlar aksın
boşaltsın suyunu kurusun kupkuru kalsın
azgın bir sel olup
önüne çıkan ne varsa sürüyüp çağlasın
doldursun hepsini gayya kuyusuna
ızdırabımdan gayrı ne varsa
bakamazsın
bakamazsın gözlerime
akan kanı durdurmadan önce
Aydan Alim