Elsa'nın Gözleri

Öyle derin ki gözlerin içmeye eğilince
Yansıdığını gördüm orda tüm güneşlerin
Oraya sığınışını bütün ümitsizlerin
Öyle derin ki belleğim kayboldu içlerinde
Bulanık bir okyanustur kuşların gölgesinde
Sonra birden hava açar ve değişir gözlerin
Bulutları biçer yaz eteğinde meleklerin
Maviden de mavidir gök buğdayların üzerinde
Mavi göğün hüznünü boşuna dağıtır rüzgar
Açılır mavisi gözlerinin bir yaş parıldayınca
Gökleri kıskandırır her yağmur sonrasında
Cam da mavidir kırıldığı yerde bu kadar
Yedi sancılı ana ey gözü yaşlı ışık sen
Yedi hançer delip geçti o renk prizmasını
Gözyaşından yükselen gün daha dokunaklı
İris daha mavidir yaslara bürünmüşken
Bir çift gedik açar mutsuzlukta gözlerin
Kralların mucizesidir orada tekrarlanan
Üç kral heyecanla bakıp gördüğü zaman
Kulübede asılı mantosunu Meryem'in
Sözcüklere bir tek ağız yeter Mayıs ayında
Bütün şarkılar ve bütün ah'lar vah'lar için
Yetersizdir gökkubbe bütün yıldızlar için
Gözlerin ve ikiz sırrı gereklidir onlara
Çocuk böylesine iri iri açmaz gözlerini
Kaptırmış olsa da kendisini güzel resimlere
Yalan mı söylersin bilmem gözlerin büyüdükçe
Bir sağnak yabanıl çiçekler açmakta sanki
Şimşekleri mi gizliyorlar yoksa bu lavantada
Böceklerin büyük sevdasıdır orda bozguna uğrar
Ağına düşürdü işte beni kayan yıldızlar
Denizde ölen bir denizci gibi Ağustos ortasında
Ben çıkardım bu radyumu bir pekblend taşından
Ve yandı parmaklarım o yasak ateşlerde
Ey bulup da kaybettiğim cennet belki yüz kere
Gözlerin Peru'dur bana Golkond ya da Hindistan
Kainat paramparça oldu bir akşam vakti
Korsanların ateşler yaktığı kayalarda
Bense parlarken gördüm denizin üstünde orda
Gözlerini Elsa'nın gözlerini Elsa'nın gözlerini
Louis Aragon
Türkçesi: Gertrude Durusoy - Ahmet Necdet