İşte Buna Bıçak Çekiyorum

sözcüklerim varmıyor uzaklığına
suskundur takvimlerde adım üstelik
bir bir düşüyor bütün öpmelerim
ağır yenilgiler alarak.
kalbimse sildi bütün defterlerde
adresini, yokluğunu kıyamet bilerek.
sadece susarak özlüyorum seni
hiç tanımadan, ne garip...
sense uzaklara çivili
bir deniz gibisin resimlerde.
dokunsan dersim olur göçerim mecburen
yalnızlığın on milyon olur, istanbul
duydum çok sonra
adın önemli değil;
acın aynı tadı veriyor zaten.
ıslık çalan zamanlardan gelmiştim
bilirim bulutları eskitmenin güzelliğini
zaman, o zaman değil şimdi
güneş yine doğar bu kente
ama gözlerin... gözlerin...
şimdi adı yok hiç bir sevgilinin
sıcak dokunuşunda dağılan
binlerce öpücüğün...
işte, buna bıçak çekiyorum
bir kadın, aşkını savunan
bir çocuk, gülüşü gibi ince
bir havalanış... yok
belki de çekip vurmak
bütün uykuları göz kapaklarında...
Fadıl Öztürk