Ne Oldu Sana
Derin bir koku alır ötelerden, avını ararken
Hayvan açlıktan kıvranır, yorulmuş gezmekten
Bir de ne görsün dalda asılı kocaman bir but et
Saldırmadı hemen, dedi tuzak olur, ulân sabret
Şüpheyle etin etrafında döne döne tur atar
Bir şey göremeyince, uzağa gider yere yatar
Uzaktan da olsa gelir, koku aldı mı bu hayvanlar
Bak aksiliğe, kurt da gelmez mi, birken iki oldular
Bu paylaşım oldukça zor, kim kime kancayı takar
Kurt, tilkiye ne yapıyorsun dostum der, ete göz atar
Dedi ki, burda bir but et var görmüyor musun?
Haberim var, ama takatım kalmadı biliyorsun
Açsın geberiyorsun, neden yemedin ne oldu sana?
Kurbanın olayım, bu gün oruçluyum inan bana
Kurt iştahları kabartan hırsla, hemen ete uzanır
Uzandı uzanmasına ama, ölümle burun burunadır
Kulakları sağır eden patlamayla ortalık toz duman
Kurt kanlar içerisinde, yaralı, bitkin ve perişan
Hile şeytana mahsus, tilki pevkirerek dalga geçer
İbretle bakarsan, akılsız başın cezasını ayaklar çeker
Keşke görmeseydim, acılar içinde kurdu kıvanırken
Ne gelir elimizden, tilki eti parçalayıp yutarken
Yaralı aç kurt ‘’Hani sen oruçluydun’’ der...
Biraz önce top atıldı duymadın mı birader
Her yüzüne güleni dost canciğer bilme sakın
Aman ha kötü insana elverip, bir adım gitme yakın
İki şeyin arasında kalmak kadar melun bir dert yoktur
Derler ya, deveyi yardan aşağı düşüren bir tutam ottur
Ali Kılıç Kakiz