Sokak Kedileri

Sokak Kedileri I
seni sevdim diye
kanamalı bir hastayım infaz arifesinde
ben kendime süreyyapaşa eskil yalnızlığıma ağlasa
günahlarım çoğalır defterlerinde/çetelem kirletilir
yazmaz bunu gazeteler
asyalı baronlar hiç yazmaz
oryantal söylemleri ve eskil yüzleriyle
kadıköy'ün ucuz kontları uykudayken
böcekler böceklerle sevişiyormuş
derin sularındayım hayatın/en ıssız koylarında
cehennem benimdi cennet herkesin
dedikodu tacirleri çoğalıyor salaş meyhanelerde
böcekler böcekleri sevmiyor anlaşılan
üretenler parazitleri sevmiyor
dünyanın kanayan her yerinde
aynı sesle ağlıyor bütün çocuklar
göremiyorlar/yüreğinde yangın var ülkende talan
hani şaşırıp uzatsalar ellerini
parmak uçları yanacak/göremiyorlar
koca bir lağıma düşmüş kadıköy'ün sokak kedileri
çırpınıyorlar/dışarıda alabildiğine mavi
alabildiğine kalabalık bir gökyüzü/çıkamıyorlar
sen kendine yan aziyeva alona
madam flora kendine
aynı göğün altında
ben kendime
yanayım
göremiyorlar çıkamıyorlar çırpınıyorlar
sarışın elyaf bir yatak değildi uçurum kadınlar
sevgili peygamberlerime anlatamadım bunu
beslendiğimiz köklere
kadıköy rıhtım caddesine bir de
çok borcumuz var
bilmiyorlar
Özer Turan
--------------
Sokak Kedileri II
yüreğini sürmüşsün namluya
kuşlar havalanmış gül desenli sesinden
düşlerinde kör yalnızlıklar
içindeki şehirlere aralıksız kar yağmış
erketen ölmüş her nasılsa
fırtınada tek başına kalmışsın
takavor kilisesinin orada
kitap satan şu italik yıpranmış kadın
çıplak ayakları ve tiril elleriyle
neyi bekler hayattan
gözlerinde ısfahandan gelen ürperti
üstelik böcekler bu kadar çirkin
ve rıhtımda çıtkırıldım şairler varken
korkarlar mıydı
bir insanı sevmekten
şarabın ve berduşluğun
tarihi miydi onlar
adları neydi
büyük harflerle konuşuyor küçük adamlar
şafağı çizemiyorlar yine de
kentin delilerine maskara yaşamları/adları neydi
salaş meyhanelerde çoğalıyor tükettikleri
ve bas bas bağırıyorlar gelene geçene:
bizi bir ahu gözlüye 'zebun'etti gönül
aklını maverada unutmuş
dergah kokuyor amentülü nefesi
yüreği yok
elleri yok yüzü gözleri
yanımdaki ceberut şaire göre
bütün silikon kadınları avcı
ve bütün silikon kadınları destursuz
cenabetti istanbul'un
sırtımda çarmıhım
gotik caddelerden geçiyorum
kehribar aşklardan
uzun bir ayine hazırlanıyor baronlar
muhabbet bağı tarumar yine/mevzular çok derin
şarkılar söylenirken gülhatmilerde
bu şehrin
bütün kaplumbağalarını öcüler yemiş
asyalı bir duyarlıkta
korsanmalı sanılıyor eflatun kadınlar
gülün desturuna sığınmış
kanlı hançer-cehennem
böcekler sarmalarken efsunlu geceleri
nihavent söylüyor bütün şarkılar
izbe barlara dadanmış fısıltı tacirleri
gemiler çoktan gitmiş limanlar ıssız
sular akmıyor inadına
inadına midem bulanıyor küçüğüm
kan damlıyor gecenin iliğinden
ampuller patlamış ziller çalıyor
göremiyorlar/yüreğinde yangın var ülkende talan
hani şaşırıp uzatsalar ellerini
parmakuçları yanacak/çırpınıyorlar
koca bir lağıma düşmüş kadıköy`ün böcekleri
çıkamıyorlar
sen kendine yan aziyeva alona
madam flora kendine
aynı göğün altında
ben kendime
yanayım
cerenim minik boncuğum sevda yumağım
susmak mümkün mü düşler ayaklanırken
dilim ağzıma sözüm sözlerine sığmaz
yangınıma düşer nar yüreğiniz
hayat sıyrılıp geçer göğsümdeki kafesten
acılara dayanılır mı ey güzel yurdum
yürek böyle içten içe kanarken
Özer Turan