Yanaklarını Güneşe Sür ve Bekle

ben en çok güneşin ve ayın mürekkebini sevdim
saçlarından soframa damlayan
bir damla su çiçeği
bir yudum öpücük gibi benim olan
sen sen ol her sabah kapıya çık
onları topla
dün kozalak topladık ya ormandan
çamların ve göğün cindoruklarını
eve gelince
mangalın ve rakının yüzünü ağarttık
ne iyi oldu:
şimdi göğün yedinci katında
turluyor naralarımız
biz mi kanat taktık düşlerden
yoksa çamların cindoruklarıyla mı akraba olduk
bilmiyoruz şimdi
sen yine küçümen sözlerle tut elimi
alçak tepelerin papatya gözleri gibi
az açılmış ve acemi
sonra ben Nasuh Mahruki değilim
ne Aladağlar'a ne Everest'e zirvem yok
avlağımız
kendi halinde bir yarımadanın
ir kalender tepesi
dizlerimizde yarım yol yekinme
sen sen ol büyük viteslere çağırma beni
nutma:
çelimsiz çayların kumu daha değerlidir
kapıya çık diyor gökyüzü kapıya
yanaklarını güneşe sür ve bekle
Ali Tekmil
25.08.2005 - URLA